En Son Haberler



Metin ÇINAR

cinarmetin06@hotmail.com
  Özgeçmişi
  Tüm Yazıları

İMANLI VE PARALI DEVLET BÜYÜĞÜMÜZ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, alışılmışın dışına çıkarak bir askeri törende rütbe takmış subaylara “Benim sizlerden isteyeceğim bir tek şey var. Mesleğinizin hakkını verin. Görevinize çıkarken, Allah rızası için abdestli çıkın, Ayet-el Kürsilerle çıkın. Biliniz ki, Cenab-ı Allah sizin muhafızınızdır.” hitapta bulundu. Bu açıklamasını dinledikten sonra küçük bir araştırma yaptım. Subay ve Astsubay olama şartları içerisinde dini tercihleriyle ilgili herhangi bir şarta ulaşamadım. Anayasa’nın 24. Mad.” Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz”diye düzenlemiştir. Madde 10 – “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” diyor. Ve sonuç olarak 70. Madde. “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez” Bu çalışmadan anladım ki, Soylu’nun yeni mezun subaylardan istediği şartlar hem Anayasaya, hem de genel teamüllere, hem de fiziki şartlara aykırı bir istek ve emirdir. O subayların Müslüman olma zorunlulukları da yoktur. Müslüman (ki öyleler) olsalar bile abdestli olmayı, Ayet-el Kürsi okumayı bilebilmeleriyle ilgili bir zaruret hali oluşturmak doğru da değil. Herkes din ve vicdan özgürlüğüne sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik bir devlettir.

İMANINI GAZETELER YAZIYOR

Siyasal İslamcıların sıkça başvurdukları yöntemlerden biride, dini simge ve işaretleri aleni bir şekilde sergilemeleridir. Biliyoruz ki bu kesim Siyasal İslam’ı her alanda kendi çıkarları doğrultusunda hiç çekinmeden rahatlıkla kullanabilmektedirler.

Atalar, “Parayla, imanın kimde olduğu belli olmaz” demişler.  Ama bazı kimseler “para bendedir.” Hevesine düşerler ve herkes anlar ki, para onlardadır. Gazeteler yazar, “Falan devletlinin yeğeninin nişan törenine yedi yüz elli bin lira harcandı. Şampanyalar, viskiler, su gibi aktı.” Demek ki, adamda para var.

Bazı kimseler de “İman bendedir.” gösterisindedirler. Gazeteler yazar. “Filan devlet büyüğü, bayram namazını Süleymaniye Camii’nde kılacak.” Herkes duyar. Ve o bayram namazında Süleymaniye Camii, dış avlulara ve sokaklara kadar cemaatle dolar, taşar. Devletli gelir oturur, imamın arkasına. Cemaati yara yara… Oturur diyoruz, aslında bağdaş kurar. Namaz adabı üzere, diz çöküp oturmak, bir talim işidir. Bayramdan bayrama namaza gidenler için, diz çöküp ayakları üzerine oturmak, kolay iş değildir. Koltuktaki gibi rahat olmaz. Cemaatle namaz kılınır. Eller göğe açılır ve flaşlar yanar. Ertesi gün, resimleri, gazetelerde çıkar devletlinin. Hepimiz anlarız ki, bu devlet büyüğümüz iman sahibidir. Bir başka devlet büyüğü seçim gezisine çıkar. Taraftarları ve meraklıları karşılar. Ne konuşacak? Diye merak edilir. Devletli halkı bırakır doğru camiye girer. “Peki, şimdi, sabah değil, öğle değil, saat on, bu ne namazı?” diye soranlara, “Şükür Namazı” cevabı verilir. Namaz biter ve devlet büyüğü, camiden çıkar. El öpenler, önünde saygıyla eğilenler vardır. Ve herkes anlar ki bu devlet büyüğümüzde iman kat kattır. (Ferruh Bozbeyli-Alaca Siyaset)

Metin ÇINAR

 

 

 


 Okunma Sayısı : 757

DİĞER YAZILARI

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 205026

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.