ATIF ÖZGEN
1.KİMLİK VE İLETİŞİM BİLGİLERİ
Doğum Yeri ve Tarihi: KAYSERİ, 1948 İş: Sosyal Güvenlik Kurumundan Emekli (1973-2013) e-mail: ozgenatif@gmail.com
2. EĞİTİM
İlk ve orta öğrenimini Kayseri’de yaptı. Kayseri Lisesini bitirdikten sonra Yüksek öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1968-1973 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünde eğitim gördü. Yüksek Matematikçidir.
3. İŞ TECRÜBELERİ
Mesleki yaşamı Sosyal Güvenlik Kurumunda geçti. Kurumdaki 40 yılı bulan görevinde İstatistikçi, Eğitimci ve Araştırma Şube Müdürü olarak görev yaptı. Son olarak Kurumun, Koordinasyon ve Bilgilendirme Dairesinde Rehberlik Merkezi Müdürü iken emekli oldu. Çalışma yaşamında uzman sıfatıyla sosyal güvenlik, sağlık ve istihdam konulu yazıları Mercek, İşveren, Sosyal Güvenlik Dünyası ve SGK Bülteni gibi dergilerde yayımlandı.
4. MEVCUT DURUM
Halen bir sivil toplum kuruluşu olan İnsani Değerler Derneğinin Kurucu üyelerinden olup, Dernekte Yönetim Kurulu Üyeliği yanında Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Demokraside Birlik Vakfının da üyesidir. Derneğin internet sitesindeki Köşesinde, yazar olarak konusu insanın maddi ve manevi yapısını ele alan makale ve sohbet türü yazıları yer almaktadır. Aynı yazılar Türkuaz Haber Ajansının sitesindeki Köşesinde de yayımlanmaktadır. Özgen evli ve iki çocuk babasıdır.
5. YAZARIN SOSYAL GÜVENLİK, SAĞLIK VE İSTİHDAM KONULU MUHTELİF DERGİLERDE YAYIMLANAN DİĞER YAZILARI
1. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeni Arayışlar, Yıl:2, Sayı:7- 8, Şubat-Haziran 2000 2. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Sigorta Kurumlarının Mevcut Durumu Işığında Sosyal Güvenlik Sisteminin Geleceği, Yıl:4, Sayı:10, Nisan 2001
3. Sosyal Güvenlik Dünyası, Çalışan veya Sokakta Yaşayan Çocukların Sorunları,Yıl:4 Sayı:12, Ağustos-Aralık 2001 4. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK Teşkilat Yapısı ve Tahsis Mevzuatı, Yıl:5, Sayı:23, Ocak-Şubat 2004 5. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sistemine Temel Yaklaşımlar ve Yapısal Reformlar, Yıl:6, Sayı: 26, Temmuz- Ağustos 2004 6. MESS Mercek Dergisi, Sosyal Güvenlik Sistemine Temel Yaklaşımlar ve Yapısal Reformlar, Yıl:9, Sayı:36, Ekim 2004 7. Sosyal Güvenlik Dünyası, Genel Sağlık Sigortası Gerçekleşecek Mi?, Yıl:7, Sayı:28, Kasım-Aralık 2004 8. Çözüm Sağlık/ Bilişim Haber, Sağlık Sisteminin İyileştirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası, Sayı:7, Ocak- Şubat 2005 9. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK da Rehberlik Hizmetleri, Yıl: 7, Sayı: 29, Ocak- Şubat 2005 10. Sosyal Güvenlik Dünyası, Çalışma Yaşamında Çocuk, Yıl:7, Sayı:30, Mart- Nisan 2005 11. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK da Yaşlılık Sigortası Uygulamaları, Yıl: 7, Sayı: 31, Mayıs- Haziran 2005 12. MESS Mercek Dergisi, İşsizlik Sorununun Bir Yansıması: ‘Genç ve Eğitimli İşsizler, Yıl:10, Sayı: 39, Temmuz 2005 13. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Sigorta Primini İyileştirme Uygulamaları, Yıl: 8, Sayı: 33, Eylül- Ekim 2005 14. Sosyal Güvenlik Dünyası, Yeşil Kart Uygulamasının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemimiz İçindeki Yeri, Yıl: 8, Sayı: 34, Kasım- Aralık 2005 15. TİSK İşveren Dergisi, İşsizlik Sorununun Sosyal Boyutu, Cilt: 44, Sayı:4, Ocak 2006 16. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK Sağlık Harcamaları Neden Artıyor?, Yıl: 8, Sayı:35, Ocak- Şubat 2006 17. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Köklü Değişim Yeni Sorunlara Yol Açar Mı?, Yıl. 8, Sayı: 36, Mart- Nisan 2006 18. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sisteminde Yeni Düzenlemeler ve Özel Hastane Uygulamaları, Yıl: 8, Sayı: 37, Mayıs- Haziran 2006 19. MESS Mercek Dergisi, Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem: Yapısal Değişim Sorunları Çözecek Mi?, Yıl: 11, Sayı: 43, Temmuz 2006 20. TİSK İşveren Dergisi, Bir Toplumsal Sorun: Genç İşsizler, Cilt: 45, Sayı: 4-5, Ocak-Şubat 2007 21. Sosyal Güvenlik Dünyası, Emeklilik Sisteminde Temel Sorun Yaş Mı?, Yıl: 9, Sayı: 41, Ocak- Şubat 2007 22. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sisteminde Yeni Düzenlemeler ve Sağlık Harcamaları, Yıl: 9, Sayı: 42, Mart- Nisan 2007 23. Sosyal Güvenlik Dünyası, Yoksulluk ve Yolsuzluklardan Arınmış Bir Sosyal Güvenlik Sistemi, Yıl:9, Sayı: 43, Mayıs- Haziran 2007 24. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Yardım ve Dayanışma, Yıl: 10, Sayı: 45, Eylül- Ekim 2007 25. MESS Mercek, Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam Sorununa Yönelik Arayışlar, Yıl: 12, Sayı: 48, Ekim 2007 26. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Yeniden Yapılanma ve ‘Tek Çatı, Sorunu, Yıl: 10, Sayı: 46, Kasım- Aralık 2007 27. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Zorlu Dönemeç, Yıl: 10, Sayı: 48, Mart- Nisan 2008 28. MESS Mercek, Sosyal Güvenlikte Geçiş Dönemi,, Yıl: 13, Sayı: 50, Nisan 2008 29. Sosyal Güvenlik Dünyası, Kayıt Dışı İstihdam ve Yaşanan Sorunlar, Yıl: 10, Sayı: 50, Temmuz- Ağustos 2008 30. TİSK İşveren Dergisi, Küresel Ekonomik Kriz ve İşsizlik, Cilt. 47, Sayı. 2, Kasım 2008 31. MESS Mercek Dergisi, Ekonomik Kriz ve Sosyal Yaşam, Yıl: 14, Sayı: 53, Ocak 2009 32. TİSK İşveren Dergisi, İstihdamın Korunmasında ve Geliştirilmesinde Yaşanan Sorunlar, Cilt: 47, Sayı: 8, Mayıs 2009 33. Sosyal Güvenlik Dünyası, Genç İşsizlerin Önceliği: ‘İstihdam, Yıl: 12, Sayı: 62, Ekim 2009 34. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sistemi ve Yeşil Kart Uygulaması, Yıl: 12, Sayı: 64, Aralık 2009 35. MESS Mercek Dergisi, Gençlerinde Hayalleri Var!.., Yıl: 15, Sayı: 58, Nisan 2010 36. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Yardım ve Hizmetler Sosyal Güvenlik Sistemi İçinde Düzenlenebilir Mi?, Yıl: 13, Sayı: 67, Mayıs- Haziran 2010 37. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sistemi ve Yeni Gelişmeler, Yıl: 13, Sayı: 69, Eylül- Ekim 2010 38. MESS Mercek Dergisi, Yaşlanan Nüfus ve Sosyal Güvenlik Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 61, Ocak 2011 39. SGK Bülteni, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kayıt Dışı İstihdam, Sayı: 39, Ocak- Şubat 2011 40. SGK Bülteni, Sosyal Güvenlik Kurumunun Yenilenen Vizyonu, Sayı: 40, Mart- Nisan 2011 41. MESS Mercek Dergisi, Türkiye’de Kadın İstihdamının Yansıttığı Gerçekler, Yıl: 16, Sayı: 62, Nisan 2011 42. MESS Mercek Dergisi, Mesleki Eğitim Sistemi ve İstihdam, Yıl: 16, Sayı: 63, Temmuz 2011 43. MESS Mercek Dergisi, Dünyada ve Türkiye’de Yoksulluk, Yıl: 17, Sayı: 65, Ocak 2012 44. TİSK İşveren Dergisi, Küresel Ekonomik Krizin Seyri ve Sosyal Boyutu, Cilt: 50, Sayı: 1, Ocak- Şubat 2012 45. İNŞAAT Sanayii Dergisi, Gelişen İnşaat Sektörü ve İstihdam, Yıl: 22, Sayı: 129, Ocak- Şubat 2012 46. Sosyal Güvenlik Dünyası, Özürlülerin Sosyal Güvenliği, Yıl: 15, Sayı: 77, Ocak- Şubat 2012 47. MESS Mercek Dergisi, Türkiye’de Kadın Potansiyeli ve Kadın Girişimciliği, Yıl: 17, Sayı: 66, Nisan 2012 48. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Kapsam Sorunu ve Genel Sağlık Sigortası, Yıl: 15, Sayı: 79, Mayıs- Haziran 2012 49. Sosyal Güvenlik Dünyası, İş Kazaları ve İş Güvenliği Alanında Ne Durumdayız?, Yıl: 15, Sayı: 80, Temmuz- Ağustos 2012 50. TİSK İşveren Dergisi, Sosyal Güvenlik Sistemi ve Yeni Gelişmeler, Cilt: 50, Sayı: 6, Kasım- Aralık 2012 51. Sosyal Güvenlik Dünyası, İstihdam Amaçlı Mesleki Eğitim Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 83, Ocak- Şubat 2013 52. Sosyal Güvenlik Dünyası, Türkiye’de Emeklilik Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 84, Mart- Nisan 2013 53. TİSK İşveren Dergisi, Genç İşsizliği ve İstihdam Üreten Girişimcilik, Cilt:53, Sayı 2, Mart- Nisan 2015 54. TİSK İşveren Dergisi, Dünyada ve Türkiye’de Göç Sorunu, Mülteci Krizinin Sosyal Boyutu, Ocak-Şubat 2016, Cilt 54, Sayı 1 55. TİSK İşveren Dergisi, Mülteci Krizi Bir İnsanlık Krizidir!.., Mart-Nisan 2016, Cilt 54, Sayı 2
Gerçekte küresel felaketin belirtileri dünya genelinde yaşanmaya başladı bile… Kasırgalar, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, orman yangınları, kirlenip temizlenemeyen okyanuslar, kuraklık ve seller bu küresel felaketin belirtileri aslında. Küresel ısınma ilk kez etkilerini 19ncu yüzyılda Sanayi Devriminin ortaya çıkmasıyla kendini gösterdiği, 20nci yüzyılda ortalama sıcaklığın 0,5 santigrat dereceye artmasıyla daha belirgin hale geldiği ifade ediliyor. Küresel iklim değişikliği içinde bulunduğumuz 21nci yüzyılda da etkilerini göstermeye devam ediyor. Özellikle ülkemiz hava koşullarında geçmiş dönemlerde ekim ayından itibaren yağışlar ve soğuk hava etkisini göstermeye başlardı. Kasım ayının ortasına gelmemize rağmen ülkemiz genelinde yazdan kalma günler yaşanıyor, kuraklık etkisini iyiden iyiye hissettiriyor, beklenen yağışlar bir türlü gelmiyor! Küresel ısınma sorunu, Kuzey Yarıkürede buzulların erimeye başlaması, denizlerin ısınması, su taşkınları ve tedarik zincirlerinin bozulmaya başlamasıyla Birleşmiş Milletler çerçevesinde uluslararası bir sorun olarak değerlendirilmeye başlandı. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi, sorunun çözümü amacıyla dünyanın değişik kentlerinde küresel ısınmanı getirdiği felaketlere dikkat çekmeye çalışıyor. Son olarak Mısır’da düzenlenen 06-12 Kasım 2022 tarihleri arasında yapılan İklim Zirvesinde bu uluslararası sorun değişik boyutlarıyla ele alındı. BM Genel Sekreteri Antonia Guterres, Zirve kapsamında yaptığı konuşmada fosil yakıt üreticilerine yönelik sert açıklamalarda bulundu. Guterres, ‘’ Fosil yakıt genişlemesini örtbas etmek için sahte ‘net sıfır, taahhütlerini kullanmak kınanmalıdır. Bu düpedüz bir aldatmacadır. Bu zehirli örtbas, dünyamızı iklim uçurumundan aşağı itebilir. Bu sahtekarlık sona ermelidir, değerlendirmesinde bulundu.,(Hürriyet, 13.11.2022, S.6) Küresel ısınma sorunu daha önce 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesinin temelinde ele alınmış ve katılımcı ülkeler taahhütlerde bulunmuştu. Daha sonra 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması çerçevesinde de küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlanması anlaşmaya dahil devletlerce kabul edilmişti. Sorunu dünya genelinde önemli bir boyuta ulaşması çevreci kuruluşlar ve iklim aktivistlerini de harekete geçirmiş bulunuyor. 2018 yılında başladığı okul greviyle dünya genelinde dikkatleri üzerinde toplayan Greta Thunberg’le birlikte, ülkemizde dahil olmak üzere çok sayıda Z kuşağından genç sorunu sahiplendi. Soruna yaptığı eylemlerle dikkati çeken diğer bir iklim aktivisti de Norveçli Astrid Rem (31) oldu. Rem, Hürriyet gazetesinin sorularına verdiği cevapta, iklim değişikliği sorununa verdikleri öneme binaen ‘sanat eserlerine yönelik eylemlerinin gerçekte zarar verici olmadığını, zarar verirmiş gibi yaptıkları, açıklamasında bulundu. Esas amaçlarının iklim değişikliği konusunda bir farkındalık ve siyasi baskı yaratmak olduğunu ifade etti. ÜLKEMİZDE DURUM Küresel ısınma ortaya koyduğu olumsuz etkileri nedeniyle ülkemiz genelinde üzerinde tartışılan konular arasında yer almaya devam etmektedir. Soruna çözüm arama amacıyla değişik ülkeler arasında yapılan görüşmelere ülkemizde katılmakta, bu meyanda 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması’nın altında bizimde onayımız bulunmaktadır. Uluslararası alanda yapılan işbirliği toplantılarının yansıması olarak ülkemiz genelinde değişik etkinlikler düzenlenmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Konya ilimizde düzenlenen ilk İklim Şura’sında sorunun boyutları sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında ele alınmıştı. Şura’nın sonuç bildirgesinde Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda yol haritası açıklanmıştı. Bakanlık, bu yol haritası doğrultusunda Mısır’da yapılan BM İklim Zirvesi Ulusal Katkı Beyanına göre yeni hedeflerini açıkladı. Zirvede açıklanan yeni Ulusal Katkı Beyanına göre, 2030 yılı için % 21 olan emisyon azaltma hedefi % 41’ e yükseltildi. İlave olarak emisyonların tepe noktasına 2038’de çıkacağı da duyuruldu. Şüphesiz bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini gelecek zaman gösterecektir. Sorunun çözümünde acil davranma zorunluluğu vardır ve 2030’lu yılları beklemeyecek kadar uzun zaman aralığına ihtiyacı gerektirmemektedir. İklim Haber ve KONDA tarafından yapılan ‘Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2021 yılı araştırması sonuçlarına göre ülkemizde her 4 kişiden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak düşünmekte, toplumun % 66 sı iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu ifade etmektedir. İnsanlık olarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini daha yakından hissetmekteyiz. Bu konuda her birimize önemli sorumluluklar düşmektedir. Isınan hava, daha sıcak bir ortam, kuraklık, göl ve nehirlerin kuruması, su kaynaklarının tükenmesi ve gıda krizi olarak kendini göstermektedir. Yeşili korumak, yangınlara fırsat vermemek, sıfır atık, çevre temizliği ve enerji tasarrufu konularında sorumlu birer vatandaş olarak üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirebilmeliyiz. İklim değişikliği konusunda geçen zamanın insanlığın aleyhine geliştiği gerçeğini kabul etmek zorundayız. Atıf ÖZGEN İDD Kurucu Üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanı e-mail: ozgenatif@gmail.com
Gerçekte küresel felaketin belirtileri dünya genelinde yaşanmaya başladı bile…
Kasırgalar, deniz suyu seviyesinin yükselmesi, orman yangınları, kirlenip temizlenemeyen okyanuslar, kuraklık ve seller bu küresel felaketin belirtileri aslında.
Küresel ısınma ilk kez etkilerini 19ncu yüzyılda Sanayi Devriminin ortaya çıkmasıyla kendini gösterdiği, 20nci yüzyılda ortalama sıcaklığın 0,5 santigrat dereceye artmasıyla daha belirgin hale geldiği ifade ediliyor.
Küresel iklim değişikliği içinde bulunduğumuz 21nci yüzyılda da etkilerini göstermeye devam ediyor.
Özellikle ülkemiz hava koşullarında geçmiş dönemlerde ekim ayından itibaren yağışlar ve soğuk hava etkisini göstermeye başlardı.
Kasım ayının ortasına gelmemize rağmen ülkemiz genelinde yazdan kalma günler yaşanıyor, kuraklık etkisini iyiden iyiye hissettiriyor, beklenen yağışlar bir türlü gelmiyor!
Küresel ısınma sorunu, Kuzey Yarıkürede buzulların erimeye başlaması, denizlerin ısınması, su taşkınları ve tedarik zincirlerinin bozulmaya başlamasıyla Birleşmiş Milletler çerçevesinde uluslararası bir sorun olarak değerlendirilmeye başlandı.
Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi, sorunun çözümü amacıyla dünyanın değişik kentlerinde küresel ısınmanı getirdiği felaketlere dikkat çekmeye çalışıyor.
Son olarak Mısır’da düzenlenen 06-12 Kasım 2022 tarihleri arasında yapılan İklim Zirvesinde bu uluslararası sorun değişik boyutlarıyla ele alındı.
BM Genel Sekreteri Antonia Guterres, Zirve kapsamında yaptığı konuşmada fosil yakıt üreticilerine yönelik sert açıklamalarda bulundu.
Guterres, ‘’ Fosil yakıt genişlemesini örtbas etmek için sahte ‘net sıfır, taahhütlerini kullanmak kınanmalıdır. Bu düpedüz bir aldatmacadır. Bu zehirli örtbas, dünyamızı iklim uçurumundan aşağı itebilir. Bu sahtekarlık sona ermelidir, değerlendirmesinde bulundu.,(Hürriyet, 13.11.2022, S.6)
Küresel ısınma sorunu daha önce 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesinin temelinde ele alınmış ve katılımcı ülkeler taahhütlerde bulunmuştu.
Daha sonra 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması çerçevesinde de küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlanması anlaşmaya dahil devletlerce kabul edilmişti.
Sorunu dünya genelinde önemli bir boyuta ulaşması çevreci kuruluşlar ve iklim aktivistlerini de harekete geçirmiş bulunuyor.
2018 yılında başladığı okul greviyle dünya genelinde dikkatleri üzerinde toplayan Greta Thunberg’le birlikte, ülkemizde dahil olmak üzere çok sayıda Z kuşağından genç sorunu sahiplendi.
Soruna yaptığı eylemlerle dikkati çeken diğer bir iklim aktivisti de Norveçli Astrid Rem (31) oldu.
Rem, Hürriyet gazetesinin sorularına verdiği cevapta, iklim değişikliği sorununa verdikleri öneme binaen ‘sanat eserlerine yönelik eylemlerinin gerçekte zarar verici olmadığını, zarar verirmiş gibi yaptıkları, açıklamasında bulundu.
Esas amaçlarının iklim değişikliği konusunda bir farkındalık ve siyasi baskı yaratmak olduğunu ifade etti.
ÜLKEMİZDE DURUM
Küresel ısınma ortaya koyduğu olumsuz etkileri nedeniyle ülkemiz genelinde üzerinde tartışılan konular arasında yer almaya devam etmektedir.
Soruna çözüm arama amacıyla değişik ülkeler arasında yapılan görüşmelere ülkemizde katılmakta, bu meyanda 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması’nın altında bizimde onayımız bulunmaktadır.
Uluslararası alanda yapılan işbirliği toplantılarının yansıması olarak ülkemiz genelinde değişik etkinlikler düzenlenmektedir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca Konya ilimizde düzenlenen ilk İklim Şura’sında sorunun boyutları sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında ele alınmıştı.
Şura’nın sonuç bildirgesinde Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri doğrultusunda yol haritası açıklanmıştı.
Bakanlık, bu yol haritası doğrultusunda Mısır’da yapılan BM İklim Zirvesi Ulusal Katkı Beyanına göre yeni hedeflerini açıkladı.
Zirvede açıklanan yeni Ulusal Katkı Beyanına göre, 2030 yılı için % 21 olan emisyon azaltma hedefi % 41’ e yükseltildi. İlave olarak emisyonların tepe noktasına 2038’de çıkacağı da duyuruldu.
Şüphesiz bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini gelecek zaman gösterecektir. Sorunun çözümünde acil davranma zorunluluğu vardır ve 2030’lu yılları beklemeyecek kadar uzun zaman aralığına ihtiyacı gerektirmemektedir.
İklim Haber ve KONDA tarafından yapılan ‘Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2021 yılı araştırması sonuçlarına göre ülkemizde her 4 kişiden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak düşünmekte, toplumun % 66 sı iklim değişikliği konusunda endişeli olduğunu ifade etmektedir.
İnsanlık olarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini daha yakından hissetmekteyiz.
Bu konuda her birimize önemli sorumluluklar düşmektedir. Isınan hava, daha sıcak bir ortam, kuraklık, göl ve nehirlerin kuruması, su kaynaklarının tükenmesi ve gıda krizi olarak kendini göstermektedir.
Yeşili korumak, yangınlara fırsat vermemek, sıfır atık, çevre temizliği ve enerji tasarrufu konularında sorumlu birer vatandaş olarak üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirebilmeliyiz.
İklim değişikliği konusunda geçen zamanın insanlığın aleyhine geliştiği gerçeğini kabul etmek zorundayız.
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 426902
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.