ATIF ÖZGEN
1.KİMLİK VE İLETİŞİM BİLGİLERİ
Doğum Yeri ve Tarihi: KAYSERİ, 1948 İş: Sosyal Güvenlik Kurumundan Emekli (1973-2013) e-mail: ozgenatif@gmail.com
2. EĞİTİM
İlk ve orta öğrenimini Kayseri’de yaptı. Kayseri Lisesini bitirdikten sonra Yüksek öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1968-1973 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünde eğitim gördü. Yüksek Matematikçidir.
3. İŞ TECRÜBELERİ
Mesleki yaşamı Sosyal Güvenlik Kurumunda geçti. Kurumdaki 40 yılı bulan görevinde İstatistikçi, Eğitimci ve Araştırma Şube Müdürü olarak görev yaptı. Son olarak Kurumun, Koordinasyon ve Bilgilendirme Dairesinde Rehberlik Merkezi Müdürü iken emekli oldu. Çalışma yaşamında uzman sıfatıyla sosyal güvenlik, sağlık ve istihdam konulu yazıları Mercek, İşveren, Sosyal Güvenlik Dünyası ve SGK Bülteni gibi dergilerde yayımlandı.
4. MEVCUT DURUM
Halen bir sivil toplum kuruluşu olan İnsani Değerler Derneğinin Kurucu üyelerinden olup, Dernekte Yönetim Kurulu Üyeliği yanında Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Demokraside Birlik Vakfının da üyesidir. Derneğin internet sitesindeki Köşesinde, yazar olarak konusu insanın maddi ve manevi yapısını ele alan makale ve sohbet türü yazıları yer almaktadır. Aynı yazılar Türkuaz Haber Ajansının sitesindeki Köşesinde de yayımlanmaktadır. Özgen evli ve iki çocuk babasıdır.
5. YAZARIN SOSYAL GÜVENLİK, SAĞLIK VE İSTİHDAM KONULU MUHTELİF DERGİLERDE YAYIMLANAN DİĞER YAZILARI
1. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeni Arayışlar, Yıl:2, Sayı:7- 8, Şubat-Haziran 2000 2. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Sigorta Kurumlarının Mevcut Durumu Işığında Sosyal Güvenlik Sisteminin Geleceği, Yıl:4, Sayı:10, Nisan 2001
3. Sosyal Güvenlik Dünyası, Çalışan veya Sokakta Yaşayan Çocukların Sorunları,Yıl:4 Sayı:12, Ağustos-Aralık 2001 4. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK Teşkilat Yapısı ve Tahsis Mevzuatı, Yıl:5, Sayı:23, Ocak-Şubat 2004 5. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sistemine Temel Yaklaşımlar ve Yapısal Reformlar, Yıl:6, Sayı: 26, Temmuz- Ağustos 2004 6. MESS Mercek Dergisi, Sosyal Güvenlik Sistemine Temel Yaklaşımlar ve Yapısal Reformlar, Yıl:9, Sayı:36, Ekim 2004 7. Sosyal Güvenlik Dünyası, Genel Sağlık Sigortası Gerçekleşecek Mi?, Yıl:7, Sayı:28, Kasım-Aralık 2004 8. Çözüm Sağlık/ Bilişim Haber, Sağlık Sisteminin İyileştirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası, Sayı:7, Ocak- Şubat 2005 9. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK da Rehberlik Hizmetleri, Yıl: 7, Sayı: 29, Ocak- Şubat 2005 10. Sosyal Güvenlik Dünyası, Çalışma Yaşamında Çocuk, Yıl:7, Sayı:30, Mart- Nisan 2005 11. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK da Yaşlılık Sigortası Uygulamaları, Yıl: 7, Sayı: 31, Mayıs- Haziran 2005 12. MESS Mercek Dergisi, İşsizlik Sorununun Bir Yansıması: ‘Genç ve Eğitimli İşsizler, Yıl:10, Sayı: 39, Temmuz 2005 13. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Sigorta Primini İyileştirme Uygulamaları, Yıl: 8, Sayı: 33, Eylül- Ekim 2005 14. Sosyal Güvenlik Dünyası, Yeşil Kart Uygulamasının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Sistemimiz İçindeki Yeri, Yıl: 8, Sayı: 34, Kasım- Aralık 2005 15. TİSK İşveren Dergisi, İşsizlik Sorununun Sosyal Boyutu, Cilt: 44, Sayı:4, Ocak 2006 16. Sosyal Güvenlik Dünyası, SSK Sağlık Harcamaları Neden Artıyor?, Yıl: 8, Sayı:35, Ocak- Şubat 2006 17. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Köklü Değişim Yeni Sorunlara Yol Açar Mı?, Yıl. 8, Sayı: 36, Mart- Nisan 2006 18. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sisteminde Yeni Düzenlemeler ve Özel Hastane Uygulamaları, Yıl: 8, Sayı: 37, Mayıs- Haziran 2006 19. MESS Mercek Dergisi, Sosyal Güvenlikte Yeni Dönem: Yapısal Değişim Sorunları Çözecek Mi?, Yıl: 11, Sayı: 43, Temmuz 2006 20. TİSK İşveren Dergisi, Bir Toplumsal Sorun: Genç İşsizler, Cilt: 45, Sayı: 4-5, Ocak-Şubat 2007 21. Sosyal Güvenlik Dünyası, Emeklilik Sisteminde Temel Sorun Yaş Mı?, Yıl: 9, Sayı: 41, Ocak- Şubat 2007 22. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sisteminde Yeni Düzenlemeler ve Sağlık Harcamaları, Yıl: 9, Sayı: 42, Mart- Nisan 2007 23. Sosyal Güvenlik Dünyası, Yoksulluk ve Yolsuzluklardan Arınmış Bir Sosyal Güvenlik Sistemi, Yıl:9, Sayı: 43, Mayıs- Haziran 2007 24. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlik Sisteminde Yardım ve Dayanışma, Yıl: 10, Sayı: 45, Eylül- Ekim 2007 25. MESS Mercek, Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam Sorununa Yönelik Arayışlar, Yıl: 12, Sayı: 48, Ekim 2007 26. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Yeniden Yapılanma ve ‘Tek Çatı, Sorunu, Yıl: 10, Sayı: 46, Kasım- Aralık 2007 27. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Zorlu Dönemeç, Yıl: 10, Sayı: 48, Mart- Nisan 2008 28. MESS Mercek, Sosyal Güvenlikte Geçiş Dönemi,, Yıl: 13, Sayı: 50, Nisan 2008 29. Sosyal Güvenlik Dünyası, Kayıt Dışı İstihdam ve Yaşanan Sorunlar, Yıl: 10, Sayı: 50, Temmuz- Ağustos 2008 30. TİSK İşveren Dergisi, Küresel Ekonomik Kriz ve İşsizlik, Cilt. 47, Sayı. 2, Kasım 2008 31. MESS Mercek Dergisi, Ekonomik Kriz ve Sosyal Yaşam, Yıl: 14, Sayı: 53, Ocak 2009 32. TİSK İşveren Dergisi, İstihdamın Korunmasında ve Geliştirilmesinde Yaşanan Sorunlar, Cilt: 47, Sayı: 8, Mayıs 2009 33. Sosyal Güvenlik Dünyası, Genç İşsizlerin Önceliği: ‘İstihdam, Yıl: 12, Sayı: 62, Ekim 2009 34. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sistemi ve Yeşil Kart Uygulaması, Yıl: 12, Sayı: 64, Aralık 2009 35. MESS Mercek Dergisi, Gençlerinde Hayalleri Var!.., Yıl: 15, Sayı: 58, Nisan 2010 36. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Yardım ve Hizmetler Sosyal Güvenlik Sistemi İçinde Düzenlenebilir Mi?, Yıl: 13, Sayı: 67, Mayıs- Haziran 2010 37. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sağlık Sistemi ve Yeni Gelişmeler, Yıl: 13, Sayı: 69, Eylül- Ekim 2010 38. MESS Mercek Dergisi, Yaşlanan Nüfus ve Sosyal Güvenlik Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 61, Ocak 2011 39. SGK Bülteni, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kayıt Dışı İstihdam, Sayı: 39, Ocak- Şubat 2011 40. SGK Bülteni, Sosyal Güvenlik Kurumunun Yenilenen Vizyonu, Sayı: 40, Mart- Nisan 2011 41. MESS Mercek Dergisi, Türkiye’de Kadın İstihdamının Yansıttığı Gerçekler, Yıl: 16, Sayı: 62, Nisan 2011 42. MESS Mercek Dergisi, Mesleki Eğitim Sistemi ve İstihdam, Yıl: 16, Sayı: 63, Temmuz 2011 43. MESS Mercek Dergisi, Dünyada ve Türkiye’de Yoksulluk, Yıl: 17, Sayı: 65, Ocak 2012 44. TİSK İşveren Dergisi, Küresel Ekonomik Krizin Seyri ve Sosyal Boyutu, Cilt: 50, Sayı: 1, Ocak- Şubat 2012 45. İNŞAAT Sanayii Dergisi, Gelişen İnşaat Sektörü ve İstihdam, Yıl: 22, Sayı: 129, Ocak- Şubat 2012 46. Sosyal Güvenlik Dünyası, Özürlülerin Sosyal Güvenliği, Yıl: 15, Sayı: 77, Ocak- Şubat 2012 47. MESS Mercek Dergisi, Türkiye’de Kadın Potansiyeli ve Kadın Girişimciliği, Yıl: 17, Sayı: 66, Nisan 2012 48. Sosyal Güvenlik Dünyası, Sosyal Güvenlikte Kapsam Sorunu ve Genel Sağlık Sigortası, Yıl: 15, Sayı: 79, Mayıs- Haziran 2012 49. Sosyal Güvenlik Dünyası, İş Kazaları ve İş Güvenliği Alanında Ne Durumdayız?, Yıl: 15, Sayı: 80, Temmuz- Ağustos 2012 50. TİSK İşveren Dergisi, Sosyal Güvenlik Sistemi ve Yeni Gelişmeler, Cilt: 50, Sayı: 6, Kasım- Aralık 2012 51. Sosyal Güvenlik Dünyası, İstihdam Amaçlı Mesleki Eğitim Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 83, Ocak- Şubat 2013 52. Sosyal Güvenlik Dünyası, Türkiye’de Emeklilik Sistemi, Yıl: 16, Sayı: 84, Mart- Nisan 2013 53. TİSK İşveren Dergisi, Genç İşsizliği ve İstihdam Üreten Girişimcilik, Cilt:53, Sayı 2, Mart- Nisan 2015 54. TİSK İşveren Dergisi, Dünyada ve Türkiye’de Göç Sorunu, Mülteci Krizinin Sosyal Boyutu, Ocak-Şubat 2016, Cilt 54, Sayı 1 55. TİSK İşveren Dergisi, Mülteci Krizi Bir İnsanlık Krizidir!.., Mart-Nisan 2016, Cilt 54, Sayı 2
Dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar Müslüman yaşamakta, 50 ülkede Müslüman çoğunluk bulunmakta, 27 ülkenin ise resmi dini İslamiyet olup Müslümanlar siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir gücü temsil etmektedir. Nüfus bakımından en kalabalık Müslüman ülkeler olarak Endonezya, Pakistan ve Nijerya ön sırada yer almaktadır. Müslüman ülkelerin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik durum zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Müslüman ülkeler açısından tartışılan konulardan biri de uygulanmakta olan yönetim biçimleriyle ilgilidir. Birçok Müslüman ülke, İslam hukukunun tamamını veya bir kısmını hukuk sistemine dahil etmiş, bazıları anayasalarında İslam Dinini devlet dini olarak ilan etmiş bulunmaktadır. Günümüzde Müslüman ülkelerin bir kısmında yönetim biçimi olarak Cumhuriyet, Monarşi, Teokrasi, Tek Parti Rejimi, Askeri diktatörlük veya Geçici Hükümet tarzı uygulamalar görülmektedir. Bu uygulamalar içinde Cumhuriyet yönetim biçimine daha uygun olduğu ifade edilen demokratik rejim, üzerinde en fazla durulan konuların başında gelmektedir. MÜSLÜMAN ÜLKELERDE DEMOKRASİ YAKLAŞIMI İslam dininde yönetim biçimini yorumlayan bir görüşe göre, İslam belirli bir yönetim biçimi ortaya koymamıştır. İslam Dini, insanlara dünya ve ahiret mutluluğunu hedeflemekte olup Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Allah yönetimde olanlara şöyle buyurmaktadır. "Allah size, emanetleri mutlaka ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisa Suresi 58nci Ayet) İslam’a göre devlet başkanlığı makamı ila nihayet bir görev alanı değildir. İslami açıdan bir barış ve sevgi dini olarak, demokratik yönetim şeklini kendi kulvarında değerlendirmenin daha uygun olacağı görüşü hakimdir. Tarihi bakımdan geçmişte uygulanan yönetim biçimlerine bakıldığında Müslüman ülkelerin demokrasi geleneğinden ve Batı standartlarından uzak Hilafet, Padişahlık ve Hanlık tipi yönetim biçimlerini uyguladıkları görülmektedir. Müslüman toplumların Batı’daki modern devlete yöneliş sürecini doğru değerlendirmedikleri bu nedenle despotik yönetim tarzının yerleşik bir hal aldığı üzerinde durulmaktadır. İslam Dininin doğrudan bir sistem önerisinde bulunmadığı ancak Müslüman ülkelerin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik koşullar açısından bir yüzleşmenin zorunlu olduğu düşüncesini değerlendirmekte yarar bulunmaktadır. DÜNYADA DEMOKRASİNİN YÜKSELİŞİ VE MÜSLÜMAN ÜLKELER Bugünün dünyasında kabul gören ve işlevsel olan siyasi sistem demokrasidir. Demokrasi, vatandaşların eşit haklara sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Demokratik yönetim, çoğunluğun azınlık haklarına önem verdiği, sosyal eşitsizliği yok etmeyi hedefleyen, halkın iradesini esas alan bir yönetim tarzıdır. Bugünkü dünyada devlet kavramı demokrasi üzerinden tanımlanmaktadır. Demokrasi, bir yönetim biçimi olarak yükselen bir değer olarak kabul edilmektedir. İnsanlık tarihi geçmişte uzun tecrübelerden sonra demokrasi ortak paydasında buluşmuş olup, yönetim anlayışları zamanla değişerek modern devlete doğru bir değişime yönelmiştir. İslam Dini, demokrasilerde olduğu gibi denge-denetleme mekanizmasına önem vermekle beraber, Müslümanların hakim olduğu yönetim tarzlarında kurumsal anlamda adaleti esas alan bir denetleme mekanizması oluşmamıştır. Yürütme, Yargı ve Yasamanın kesin ve kalıcı çizgilerle birbirinden ayrıldığı, gelir dağılımının adaletli olduğu, gücü eline geçirenlerin topluma şekil vermeyip, sivil toplum kuruluşlarının güçlü olduğu evrensel demokrasiye geçiş, henüz bir kısım Müslüman ülkede kabul görmüş bir anlayış değildir. Günümüzde üniversiteler veya değişik araştırma kuruluşları, dünya genelinde demokratik yönetimin uygulanabilirliğini ortaya koyan demokrasi endeksi yayınlamaktadır. Bu endekslerde ülkelerin sıralaması yapılırken; seçim süreci ve çoğulculuk, hükümetin işleyişi, siyasi katılım ve kültür, sivil özgürlükler açısından yapılan puanlamaya göre ülkelerin demokratik işleyişi değerlendirilmektedir. Değerlendirme sonucu ülkeler; tam, kusurlu, melez rejim ve otoriter rejim olarak sınıflandırılmaktadır. Yakın tarihte yayımlanan demokrasi endeksine göre, dünya genelinde 165 ülke demokratik uygulamalar açısından değerlendirilmiş bu ülkelerin 22sinin tam demokrasi, 54nün kusurlu, 37sinin melez(Hibrit) ve 54 ülkenin otoriter demokrasiye sahip olduğu görülmüştür. Türkiye Demokrasi Endeksi sıralamasında 2021 yılında yapılan değerlendirmede 10 puan üzerinden 167 ülke arasında 103ncü sırada yer almıştı. Norveç ise 9,81 puanla listenin en başında bulunuyordu. İngiltere merkezli araştırma şirketi The Economist Intelligence Unit tarafından yapılan değerlendirmede Hibrit rejim kategorisinde yer alan ülkemizde, bir Müslüman ülke olan Afganistan 0,32 puanla listenin en sonunda yer bulabildi. Demokrasi endeksi en kötü 13 ülkeden 11nin Müslüman ülkesi olması, bu ülkelerin çoğunda tam bir kaosun hakim olması, çoğunda yoksulluk ve açıkla pençeleşmenin yanında iç çatışmaların ve darbelerin olması demokrasi geleneğinden uzak olduklarının bir kanıtı durumundadır. Demokrasi, refah toplumu oluşturmayı hedefleyen bir yönetim anlayışını temsil eder. İnsan haklarına saygı, insanın gerçek özgürlüğü, çoğulculuk, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve müreffeh bir toplum oluşturma açısından Müslüman ülkelerin demokrasi ortak paydasında birliktelik sağlayıp sağlayamayacağını şüphesiz zaman gösterecektir. Atıf ÖZGEN İnsani Değerler Derneği Kurucu Üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanı e-mail: ozgenatif@gmail.com
Dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar Müslüman yaşamakta, 50 ülkede Müslüman çoğunluk bulunmakta, 27 ülkenin ise resmi dini İslamiyet olup Müslümanlar siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir gücü temsil etmektedir.
Nüfus bakımından en kalabalık Müslüman ülkeler olarak Endonezya, Pakistan ve Nijerya ön sırada yer almaktadır.
Müslüman ülkelerin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik durum zaman zaman tartışma konusu olmaktadır.
Müslüman ülkeler açısından tartışılan konulardan biri de uygulanmakta olan yönetim biçimleriyle ilgilidir.
Birçok Müslüman ülke, İslam hukukunun tamamını veya bir kısmını hukuk sistemine dahil etmiş, bazıları anayasalarında İslam Dinini devlet dini olarak ilan etmiş bulunmaktadır.
Günümüzde Müslüman ülkelerin bir kısmında yönetim biçimi olarak Cumhuriyet, Monarşi, Teokrasi, Tek Parti Rejimi, Askeri diktatörlük veya Geçici Hükümet tarzı uygulamalar görülmektedir.
Bu uygulamalar içinde Cumhuriyet yönetim biçimine daha uygun olduğu ifade edilen demokratik rejim, üzerinde en fazla durulan konuların başında gelmektedir.
MÜSLÜMAN ÜLKELERDE DEMOKRASİ YAKLAŞIMI
İslam dininde yönetim biçimini yorumlayan bir görüşe göre, İslam belirli bir yönetim biçimi ortaya koymamıştır.
İslam Dini, insanlara dünya ve ahiret mutluluğunu hedeflemekte olup Kur’an-ı Kerim’de Cenabı Allah yönetimde olanlara şöyle buyurmaktadır.
"Allah size, emanetleri mutlaka ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisa Suresi 58nci Ayet)
İslam’a göre devlet başkanlığı makamı ila nihayet bir görev alanı değildir. İslami açıdan bir barış ve sevgi dini olarak, demokratik yönetim şeklini kendi kulvarında değerlendirmenin daha uygun olacağı görüşü hakimdir.
Tarihi bakımdan geçmişte uygulanan yönetim biçimlerine bakıldığında Müslüman ülkelerin demokrasi geleneğinden ve Batı standartlarından uzak Hilafet, Padişahlık ve Hanlık tipi yönetim biçimlerini uyguladıkları görülmektedir.
Müslüman toplumların Batı’daki modern devlete yöneliş sürecini doğru değerlendirmedikleri bu nedenle despotik yönetim tarzının yerleşik bir hal aldığı üzerinde durulmaktadır.
İslam Dininin doğrudan bir sistem önerisinde bulunmadığı ancak Müslüman ülkelerin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik koşullar açısından bir yüzleşmenin zorunlu olduğu düşüncesini değerlendirmekte yarar bulunmaktadır.
DÜNYADA DEMOKRASİNİN YÜKSELİŞİ VE MÜSLÜMAN ÜLKELER
Bugünün dünyasında kabul gören ve işlevsel olan siyasi sistem demokrasidir. Demokrasi, vatandaşların eşit haklara sahip olduğu bir yönetim biçimidir.
Demokratik yönetim, çoğunluğun azınlık haklarına önem verdiği, sosyal eşitsizliği yok etmeyi hedefleyen, halkın iradesini esas alan bir yönetim tarzıdır.
Bugünkü dünyada devlet kavramı demokrasi üzerinden tanımlanmaktadır. Demokrasi, bir yönetim biçimi olarak yükselen bir değer olarak kabul edilmektedir.
İnsanlık tarihi geçmişte uzun tecrübelerden sonra demokrasi ortak paydasında buluşmuş olup, yönetim anlayışları zamanla değişerek modern devlete doğru bir değişime yönelmiştir.
İslam Dini, demokrasilerde olduğu gibi denge-denetleme mekanizmasına önem vermekle beraber, Müslümanların hakim olduğu yönetim tarzlarında kurumsal anlamda adaleti esas alan bir denetleme mekanizması oluşmamıştır.
Yürütme, Yargı ve Yasamanın kesin ve kalıcı çizgilerle birbirinden ayrıldığı, gelir dağılımının adaletli olduğu, gücü eline geçirenlerin topluma şekil vermeyip, sivil toplum kuruluşlarının güçlü olduğu evrensel demokrasiye geçiş, henüz bir kısım Müslüman ülkede kabul görmüş bir anlayış değildir.
Günümüzde üniversiteler veya değişik araştırma kuruluşları, dünya genelinde demokratik yönetimin uygulanabilirliğini ortaya koyan demokrasi endeksi yayınlamaktadır. Bu endekslerde ülkelerin sıralaması yapılırken; seçim süreci ve çoğulculuk, hükümetin işleyişi, siyasi katılım ve kültür, sivil özgürlükler açısından yapılan puanlamaya göre ülkelerin demokratik işleyişi değerlendirilmektedir.
Değerlendirme sonucu ülkeler; tam, kusurlu, melez rejim ve otoriter rejim olarak sınıflandırılmaktadır.
Yakın tarihte yayımlanan demokrasi endeksine göre, dünya genelinde 165 ülke demokratik uygulamalar açısından değerlendirilmiş bu ülkelerin 22sinin tam demokrasi, 54nün kusurlu, 37sinin melez(Hibrit) ve 54 ülkenin otoriter demokrasiye sahip olduğu görülmüştür.
Türkiye Demokrasi Endeksi sıralamasında 2021 yılında yapılan değerlendirmede 10 puan üzerinden 167 ülke arasında 103ncü sırada yer almıştı. Norveç ise 9,81 puanla listenin en başında bulunuyordu. İngiltere merkezli araştırma şirketi The Economist Intelligence Unit tarafından yapılan değerlendirmede Hibrit rejim kategorisinde yer alan ülkemizde, bir Müslüman ülke olan Afganistan 0,32 puanla listenin en sonunda yer bulabildi.
Demokrasi endeksi en kötü 13 ülkeden 11nin Müslüman ülkesi olması, bu ülkelerin çoğunda tam bir kaosun hakim olması, çoğunda yoksulluk ve açıkla pençeleşmenin yanında iç çatışmaların ve darbelerin olması demokrasi geleneğinden uzak olduklarının bir kanıtı durumundadır.
Demokrasi, refah toplumu oluşturmayı hedefleyen bir yönetim anlayışını temsil eder.
İnsan haklarına saygı, insanın gerçek özgürlüğü, çoğulculuk, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve müreffeh bir toplum oluşturma açısından Müslüman ülkelerin demokrasi ortak paydasında birliktelik sağlayıp sağlayamayacağını şüphesiz zaman gösterecektir.
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 84805
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.