En Son Haberler



Atıf ÖZGEN

bilgi@insanidegerler.org
  Özgeçmişi
  Tüm Yazıları

ORTADOĞU’DA FİLİSTİN SORUNU MU, İSRAİL SORUNU MU?

Demokraside Birlik Vakfı ile İnsani Değerler Derneği yönetim kurullarının müştereken organizasyonu sonucu hafta sonları genellikle cumartesi günleri yapılan konferansların bu haftaki konuğu Prof. Dr. Celalettin YAVUZ oldu. Konferansın açılışını Demokraside Birlik Vakfı Genel Başkanı Mehmet Bozdemir yaptı.

Sayın Bozdemir, açılışta yeni dönemin ilk konferansını gerçekleştirmekten ötürü mutlu olduklarını, bu dönemin Cumhuriyetimizin 100ncü kuruluş yıldönümüne denk gelmesinden ötürü de memnuniyetlerini dile getirdi. Bozdemir, Vakfın 30ncu kuruluş yıldönümünün de bu yıla denk geldiğini, 23 Aralık’ta bir resepsiyon yapmayı planladıklarını ve bu münasebetle üzerinde uzun süredir çalıştıkları ‘Tam Demokrasi Platformu, projesinin tanıtımını gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

Mehmet Bozdemir, Cumhuriyetimizin 100ncü yıldönümünde beklenen hedeflere ulaşılamadığını, Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh, hedefiyle tam demokrasiye ulaşılamadığını ifade etti. Konuğumuz olan Prof. Dr. Celalettin Yavuz’a davete icabetinden ötürü teşekkür edip, kendisini konuklara tanıttı ve konferansa katılanları da hoş geldin deyip sözü konuşmacıya verdi.

Aşağıda bu haftanın konuşmacısı Sayın Prof. Dr. Celalettin Yavuz’un Vakfın konferans salonunda saat 14 te yaptığı konuşmanın kısaltılmış bir özetini okuyacaksınız:

‘’ Prof. Dr. Celalettin Yavuz, emekli deniz albay ve güvenlik politikaları uzmanı olduğunu ve Genel Kurmayda iki dönem görev yaptığını, Türkiye ile Yunanistan arasında ki ‘Güven Artırıcı Politikalar, projesi üzerinde de çalıştığını ifade etti. Konuklara hoş geldiniz diyerek, insani değerlerin alt üst edildiği bir dönemin yaşandığı dile getirerek sözlerine devam etti:

Filistin ile ilgili sorunun Filistin sorunu olarak bilindiğini aslında sorunun Siyonist İsrail sorunu olarak ele alınması gerekiyor. 7 Ekimde HAMAS saldırısı oldu. Daha önce Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyordu. Bu savaş nedeniyle Rusya’nın Filistin’e fazla müdahil olamadı. Hindistan’da G20 ülkelerinin toplantısı vardı, Türkiye’de Türk dünyasının peşine düşmüştü.

Amerika’nın girişimiyle İsrail-Arap ilişkilerinin normalleşmesi isteniyordu. Mısır, Arabistan gibi bazı Arap ülkeleri de HAMAS örgütüne sıcak bakmıyor, çünkü Ihvan hareketini istemiyorlar HAMAS, yaşlılara yardım kuruluşu olarak doğdu. 1990 yılında itibaren İsrail’de sivil insanlara yönelik eylemler yaptı ve terör örgütü olarak görülmeye başlandı. İsrail’in yaptığı da farklı değil, bir terör devleti olarak hareket ediyor. Daha önce OSLO süreci devam ederken, HAMAS bu görüşmeleri sabote etti. Arafat, anlaşmayı imzalamadı, çünkü HAMAS tan çekindi.

2007 de HAMAS, Gazze şeridine füzelerle atış yaptı. İsrail, bunu bahane ederek, karşı harekete geçti. Şu anda HAMAS ı İsrail’in itici gücü olarak görenler var. Türkiye’de yönetim HAMAS ı bir terör örgütü olarak görmüyor. Filistin konusunda benim kırmızı çizgim var, Türk milliyetçisiyim. Osmanlının son döneminde bayrak açanlar arasında bazı Arap ülkeleri de vardı. Osmanlıya bağlı diğer ayrılıkçı ülkelerin yanında Arapların da bayrak açmalarını normal görmek gerekir.

Şimdi Filistin’de yaşanan bir insanlık dramı var. İsrail, camiler, okullar ve hastanelerin yanında 3 kiliseyi de vurdu. İsrail’in YEŞEYA peygamberde ifadesini bulan ‘vaat edilmiş topraklar, hedefi bulunuyor.  Hz. İbrahim, Kenan bölgesine geliyor ve kendisine gördüğün toprakların hepsi senindir deniyor. Netenyahu bu nedenle vaat edilen toprakları gündeme getiriyor. Haçlı seferleri Avrupa ülkelerinin kafasında var.

Megala İdea da Yunanlıların ideali arasında yer alıyor. Bu idealde Yunanlıların genlerinde yazılıdır. Milli çıkarlar denilince herkes bu çıkarlarına sahip çıkıyor. 7 Ekimde ki İsrail’e sızma olayıyla ilgili olarak, bunu HAMAS ın yapması mümkün diyenler var. 11 Eylülde ABD de tam bir rehavet içindeyken El Kaide uçaklarla saldırıda bulundu.

7 Ekim öncesinde İsrail’de yasa tasarısıyla ilgili gösteriler vardı, ülke tarihsel olarak bir iç çekişme içindeydi, silahlı kuvvetlerden istifalar vardı. Burada istihbarat atlaması söz konusu olabilir.

Gazze bölgesinde doğal gaz rezervini 3,5 trilyon metreküp olduğu konuşuluyor. İsrail, Gazze şeridini işgal ederek doğal gaz rezervini alacak iddiası pek gerçekçi olmaz. Ayrıca İsrail’in Süveyş kanalına paralel ikinci bir kanal açma istediğini söyleyenler de bulunuyor.

Önemli olan bu savaş faciası nasıl önlenir? Bu savaşı durdurmaya çalışmalıyız. Bu yalnızca Türkiye’nin önlemesi gereken bir savaş değil, diyerek konuşmasını tamamladı, Sayın Prof. Dr. Celalettin Yavuz.,,

Konferansın tamamlanmasının ardından çay molası veridi, bilahare sohbetin ikinci bölümü olan soru-cevap kısmına geçildi. Konuşmacı, Filistin sorununa yönelik soruları cevaplandırdı ve sohbet saat 16.30 da son buldu.

HAZIRLAYAN: İDD Kurucu Üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanı Atıf ÖZGEN.


 Okunma Sayısı : 57

DİĞER YAZILARI

Yorumlar

Yorum Yap

Adınız Soyadınız

Girilecek rakam : 750081

Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.