10 Mayıs 2025 tarihinde İnsani Değerler Derneği Genel Merkezinde Üniversite öğrencilerine Sıra Dışı Düşünme Tekniklerini anlattım. Genel Başkan Prof. Dr. Abdulkadir Güllü, Demokraside birlik vakfı başkanı ve insani değerler derneği onursal başkanı Mehmet Bozdemir ile diğer yönetim ve denetim kurulu üyeleri de oradaydı. Katılımcıların etkin bir dinleme içinde olduğunu gözlemledim. Konuşma sonunda özellikle Mehmet Bozdemir ve akademisyenler hem soru hem de yorumlarıyla konuşmama zenginlik kattılar. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Konuşmada; sıra dışı düşünmenin faydalarını, sıra dışı düşünmeyi engelleyen iç ve dış etmenleri, sıra dışı düşünme tekniklerini örnekleriyle anlattım. Ayrıca konuşma esnasında vurguladığım notlar oldu. Bunlardan birkaçını paylaşmak istiyorum: Beynimiz vücudumuzun %2 si oranında iken enerjimizin %20 sini kullanıyor. Hacminin on katı enerji tükettiği için sürekli tasarruf tedbirlerine başvuruyor. Fazla enerji harcamamak için yeni bir şey düşünmüyor yeni bir deneme yapmıyor, alışkanlıklarla durumu idare ediyor. Bu hayatı kolaylaştırıyor ama bizi mutlu etmiyor, gelişmeyi de sağlamıyor. Beynin sıra dışı düşünmelerle yeni fikirlere yelken açması, böylelikle dopamin, seratonin ve dolayısıyla endorfin hormonlarını tetikleyerek bizi mutlu etmesi, gelişmeye de katkı da bulunması gerekir. Beyin ancak gerçek performansını bu şekilde gösterebilir. ** Sıra dışı düşünmelerle alanında zirve yapmış insanlarla yarışmayacağız. O zirvelerin üstüne kendi sıra dışı düşüncemizi ekleyerek yeni bir zirve oluşturmalıyız. Bu bir çeşit inovasyon sayılır. Yani bir icadı değiştirerek, geliştirerek, yenileştirerek farklı bir ürün ortaya koymak. Bu sanat, felsefe ve bilim alanında olabilir. ** Sıra dışı düşünme insanın doğasında vardır. Eğer insan bu yeteneğini kullanmıyorsa potansiyelini zayi ediyor demektir. ** Kullanılmayan organ işlevini kaybeder. Beynimizin işlevi sadece biyolojik ihtiyaçlarımızı karşılamak değil, aynı zamanda değişmek ve gelişmektir. Böylelikle diğer canlılardan ayrılırız. ** Hata yapmaktan ve başarısız olmaktan korkmak bizi yeni adımlar atmaktan alıkoyar. Hatalar ve başarısızlıklar yeni başarıların merdivenidir. Başarıyı kutsamak, başarısızlığı lanetlemek akıllı bir yol değildir. Zihin bu önyargılardan özgürleştikçe cesur adım atacak ve zirveyi zorlayacaktır. ** Hayal gücümüz ve sıra dışı düşünmemiz çocukken daha güçlü iken, büyüdükçe bu yeteneğimizi kaybediyoruz. Çünkü büyüdükçe gerçekliğini sorgulamadığımız sosyal kabuller önümüzde duvar oluyor. ** Sıra dışı düşünmekten ziyade eleştiriyi daha çok benimsiyoruz. Çünkü önümüzde bir hazır bir şey var. Ve onu eleştirdikçe kendimize üstünlük duygusu yüklüyoruz. Sıra dışı düşünmek henüz mevcut olmayan yeni bir şey düşünmektir. Bu zordur, beynin daha çok çaba göstermesi gerekir. ** Beynimize ne kadar çok veri, bilgi ve uyarıcı yüklersek o oranda sıra dışı düşünmeyi çoğaltabiliriz. Sürekli yeni renkler, sesler, nesneler, insanlar, fikirler girmeli ki üretimde çeşitlilik artsın. ** Danimarka’da Aalborg Üniversitesi öğretim üyeleri aktif öğrenmeyi gerçekleştirmek için 30 yıl çalıştılar. Sonunda “sorun esaslı öğrenme” yöntemini geliştirdiler. Öğrenciler önce bölüm bölüm ders çalışmak yerine gerçek hayattaki bir sorunun nasıl çözüleceğine dair çalışıyorlar. Bir çeşit pratikten teoriye doğru yol alıyorlar. Bazen bir şeyi tersinden yaparak da yeni çözümler üretmek mümkün oluyor. ** George de Mestral 1941 de köpeği ile İsviçre Alpler’deavcılığa gitmişti. Hem kendi pantolon paçalarına hem köpeğin üstüne pıtrak dikeni yapışmıştı. Onları çıkarmakta zorluk çekti. Pıtrakların yapısını mikroskopla inceledi. Buradan esinlenerek cırt cırt bandı buldu. Pıtrak dikeni insanları ve diğer canlıları kullanarak tohumunu etrafa saçmaya çalışıyor, biz de pıtrakları kullanarak ondan ilham alıp hayatımızı kolaylaştırabiliyoruz. ** İyi bir fikre ulaşmak için çok fikir üretmek gerekir. Pablo Picasso yaklaşık 20 bin eser üretmişti. Albert Einstein 240 makale yazmıştı. Thomas Edison binden fazla patent başvurusunda bulunmuştu. Ama bunlardan bir kısmı başarılı oldu. Biz başarılı olan eserleri hatırlıyoruz, diğerlerini bilmiyoruz. Kelime haznemiz ne kadar genişse o ölçüde eser yazmamız daha kolay olur. Malzememiz ne kadar fazla ve çeşitliyse o oranda yemek yapmamız mümkün olur. Yeni bir şey icat ederken de ne kadar çok fikir üretirsek o ölçüde başarılı sonuçlar alırız. ** Yapılan bir araştırmada bir gruba birbirine yakın üç kavram verip bir hikâye yazmaları isteniyor. Örneğin tarak, saç, yakışıklılık. Bir diğer gruba da birbiriyle ilgili olmayan üç kavram veriliyor ve hikâye yazmaları isteniyor. Örneğin patates çipsi, kitap, uzay aracı gibi. Birbirinden çok farklı olan kavramlar verilen kişiler daha yaratıcı hikayeler yazabiliyor. Doğada da aynı şey söz konusudur. Birbirine yakın genler bir araya gelince oluşan canlı zayıf doğuyor. Birbirinden farklı genler bir araya gelince genetik mükemmellik oluşuyor. Durdu GÜNEŞ
10 Mayıs 2025 tarihinde İnsani Değerler Derneği Genel Merkezinde Üniversite öğrencilerine Sıra Dışı Düşünme Tekniklerini anlattım. Genel Başkan Prof. Dr. Abdulkadir Güllü, Demokraside birlik vakfı başkanı ve insani değerler derneği onursal başkanı Mehmet Bozdemir ile diğer yönetim ve denetim kurulu üyeleri de oradaydı. Katılımcıların etkin bir dinleme içinde olduğunu gözlemledim. Konuşma sonunda özellikle Mehmet Bozdemir ve akademisyenler hem soru hem de yorumlarıyla konuşmama zenginlik kattılar. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Konuşmada; sıra dışı düşünmenin faydalarını, sıra dışı düşünmeyi engelleyen iç ve dış etmenleri, sıra dışı düşünme tekniklerini örnekleriyle anlattım. Ayrıca konuşma esnasında vurguladığım notlar oldu. Bunlardan birkaçını paylaşmak istiyorum:
Beynimiz vücudumuzun %2 si oranında iken enerjimizin %20 sini kullanıyor. Hacminin on katı enerji tükettiği için sürekli tasarruf tedbirlerine başvuruyor. Fazla enerji harcamamak için yeni bir şey düşünmüyor yeni bir deneme yapmıyor, alışkanlıklarla durumu idare ediyor. Bu hayatı kolaylaştırıyor ama bizi mutlu etmiyor, gelişmeyi de sağlamıyor. Beynin sıra dışı düşünmelerle yeni fikirlere yelken açması, böylelikle dopamin, seratonin ve dolayısıyla endorfin hormonlarını tetikleyerek bizi mutlu etmesi, gelişmeye de katkı da bulunması gerekir. Beyin ancak gerçek performansını bu şekilde gösterebilir.
**
Sıra dışı düşünmelerle alanında zirve yapmış insanlarla yarışmayacağız. O zirvelerin üstüne kendi sıra dışı düşüncemizi ekleyerek yeni bir zirve oluşturmalıyız. Bu bir çeşit inovasyon sayılır. Yani bir icadı değiştirerek, geliştirerek, yenileştirerek farklı bir ürün ortaya koymak. Bu sanat, felsefe ve bilim alanında olabilir.
Sıra dışı düşünme insanın doğasında vardır. Eğer insan bu yeteneğini kullanmıyorsa potansiyelini zayi ediyor demektir.
Kullanılmayan organ işlevini kaybeder. Beynimizin işlevi sadece biyolojik ihtiyaçlarımızı karşılamak değil, aynı zamanda değişmek ve gelişmektir. Böylelikle diğer canlılardan ayrılırız.
Hata yapmaktan ve başarısız olmaktan korkmak bizi yeni adımlar atmaktan alıkoyar. Hatalar ve başarısızlıklar yeni başarıların merdivenidir. Başarıyı kutsamak, başarısızlığı lanetlemek akıllı bir yol değildir. Zihin bu önyargılardan özgürleştikçe cesur adım atacak ve zirveyi zorlayacaktır.
Hayal gücümüz ve sıra dışı düşünmemiz çocukken daha güçlü iken, büyüdükçe bu yeteneğimizi kaybediyoruz. Çünkü büyüdükçe gerçekliğini sorgulamadığımız sosyal kabuller önümüzde duvar oluyor.
Sıra dışı düşünmekten ziyade eleştiriyi daha çok benimsiyoruz. Çünkü önümüzde bir hazır bir şey var. Ve onu eleştirdikçe kendimize üstünlük duygusu yüklüyoruz. Sıra dışı düşünmek henüz mevcut olmayan yeni bir şey düşünmektir. Bu zordur, beynin daha çok çaba göstermesi gerekir.
Beynimize ne kadar çok veri, bilgi ve uyarıcı yüklersek o oranda sıra dışı düşünmeyi çoğaltabiliriz. Sürekli yeni renkler, sesler, nesneler, insanlar, fikirler girmeli ki üretimde çeşitlilik artsın.
Danimarka’da Aalborg Üniversitesi öğretim üyeleri aktif öğrenmeyi gerçekleştirmek için 30 yıl çalıştılar. Sonunda “sorun esaslı öğrenme” yöntemini geliştirdiler. Öğrenciler önce bölüm bölüm ders çalışmak yerine gerçek hayattaki bir sorunun nasıl çözüleceğine dair çalışıyorlar. Bir çeşit pratikten teoriye doğru yol alıyorlar.
Bazen bir şeyi tersinden yaparak da yeni çözümler üretmek mümkün oluyor.
George de Mestral 1941 de köpeği ile İsviçre Alpler’deavcılığa gitmişti. Hem kendi pantolon paçalarına hem köpeğin üstüne pıtrak dikeni yapışmıştı. Onları çıkarmakta zorluk çekti. Pıtrakların yapısını mikroskopla inceledi. Buradan esinlenerek cırt cırt bandı buldu.
Pıtrak dikeni insanları ve diğer canlıları kullanarak tohumunu etrafa saçmaya çalışıyor, biz de pıtrakları kullanarak ondan ilham alıp hayatımızı kolaylaştırabiliyoruz.
İyi bir fikre ulaşmak için çok fikir üretmek gerekir. Pablo Picasso yaklaşık 20 bin eser üretmişti. Albert Einstein 240 makale yazmıştı. Thomas Edison binden fazla patent başvurusunda bulunmuştu. Ama bunlardan bir kısmı başarılı oldu. Biz başarılı olan eserleri hatırlıyoruz, diğerlerini bilmiyoruz.
Kelime haznemiz ne kadar genişse o ölçüde eser yazmamız daha kolay olur. Malzememiz ne kadar fazla ve çeşitliyse o oranda yemek yapmamız mümkün olur. Yeni bir şey icat ederken de ne kadar çok fikir üretirsek o ölçüde başarılı sonuçlar alırız.
Yapılan bir araştırmada bir gruba birbirine yakın üç kavram verip bir hikâye yazmaları isteniyor. Örneğin tarak, saç, yakışıklılık. Bir diğer gruba da birbiriyle ilgili olmayan üç kavram veriliyor ve hikâye yazmaları isteniyor. Örneğin patates çipsi, kitap, uzay aracı gibi. Birbirinden çok farklı olan kavramlar verilen kişiler daha yaratıcı hikayeler yazabiliyor.
Doğada da aynı şey söz konusudur. Birbirine yakın genler bir araya gelince oluşan canlı zayıf doğuyor. Birbirinden farklı genler bir araya gelince genetik mükemmellik oluşuyor.
Durdu GÜNEŞ
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 290093
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.