1980 li yıllar K. Maraş’ta görev yaparken mahalli bir gazetede köşe yazısı yazıyordum. Bir yazımda Amerika ve Rusya rekabetine yönelik iki kurt ve koyunlarla ilgili bir fıkra yazdım. Öğle yemekleri için sürekli gittiğimiz bir lokanta vardı. Orada çalışan garsonlar gazetede yazdığımı bilirlerdi. Bazen yazdığımı okuyup düşüncelerini aktarırlardı. İki kurt ve koyunlar fıkrasını okuyan garsonun biri “Abi harika bir yazı yazmışsın çok beğendim.” dedi. Övgü dolu sözlere devam edince sordum “Neden yazıyı çok beğendin?” diye sordum. Heyecanla anlattı. “Abi o fıkrada K.Maraş Sporla Van Sporun durumunu o kadar güzel anlatmışsın ki” dedi fıkrayı o günün gündemi olan K.Maraş Sporla Van Spor maçına öyle uyarlayıp anlattı ki ben bile şaşırdım, kaldım. Oysa o fıkrayı yazma amacım bambaşka idi ve sporla ilgili bir dünyaya çok yabancıydım. Zaman zaman sayfamda paylaştığım yazılarda öyle tepkiler alıyorum ki, bazıları "o fıkraları yazmaya kork mu yor musun?" diye soruyor ve fıkraları siyasi gündemle öyle uyarlayıp anlatıyorlar ki lokantadaki garsonun K. Maraş Spor-Van Spor benzetmesini hatırlayıp gülüyorum. Oysa benim gündemim hiçbir zaman siyaset değil bu ülkede okuyan, düşünen, üreten insan yetişmesi konusunda bir kıvılcım oluşturmak. Benim yazılarım siyasete değil, insan kalitesinin yükselmesine yöneliktir. Her şeyin siyasetle düzeleceğine inananlar yanılıyor. Aynı insan kalitesiyle aktörler değişir ama hikâye hiç değişmez. Derdimiz bu ülkede kaliteli insan yetişmesine katkıda bulunmaktır. Bu ülkenin en büyük sorunu kaliteli insan yetişmemesi sorunudur. Yanlış anlama bir örnek de 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü de alan roman yazarı Marquez’le (1927-2014) ilgilidir. Marquez’in oğlu Rodrigo Garcia İngiltere’de okumaktadır. İngiliz edebiyat öğretmeni öğrencilere Marquez’in “Albaya Mektup Yok” isimli romanını okumalarını istemiş, ayrıca kitabın kapağındaki “horoz” resminin ne anlama geldiğini sormuş. Öğrenciler, horoz resminin devrimi simgelediğini söylemişler. Horozla devrim, devrimciler üzerine bağlantılar kurarak açıklamalar yapmışlar. Marquez’in oğlu ise “Hiçbir şey ifade etmiyor. Bildiğiniz horoz kafası işte” diye cevap vermiş. Marquez’in oğlu olduğunu bilmeyen edebiyat öğretmeni Rodrigo Garsia’ya hem kızmış hem de zayıf not vermiş. Rodrigo durumu babasına bildirmiş. Marquez okula bir mektup göndermiş, mektupta durumu açıkladıktan sonra, “Kitabın kapağını hazırlayan kişi nasıl bir devrimcilik buldu, nasıl bir kanıya vardı da bunu kapağa yansıttı gerçekten bilmiyorum. Kitabı dikkatli okusaydı eğer horoz başının romanın sonunda albayın çorbasında yüzdüğünü öğrenecekti” demiş. İdeoloji, siyasi düşünce insanlarda ön yargı oluşturmakta, ön yargı referansıyla yapılan değerlendirmeler ise yanlış olmaktadır. Her şeyin siyasi düşünüldüğü bir ülkede maalesef doğru bir şey söylemek de zordur, yanlış anlaşılma ihtimali de yüksektir. İnsan kalitesi değişmedikçe siyasi kalite ve sonuçlar hiçbir zaman değişmeyecektir. Av. Durdu GÜNEŞ
1980 li yıllar K. Maraş’ta görev yaparken mahalli bir gazetede köşe yazısı yazıyordum. Bir yazımda Amerika ve Rusya rekabetine yönelik iki kurt ve koyunlarla ilgili bir fıkra yazdım.
Öğle yemekleri için sürekli gittiğimiz bir lokanta vardı. Orada çalışan garsonlar gazetede yazdığımı bilirlerdi. Bazen yazdığımı okuyup düşüncelerini aktarırlardı. İki kurt ve koyunlar fıkrasını okuyan garsonun biri “Abi harika bir yazı yazmışsın çok beğendim.” dedi. Övgü dolu sözlere devam edince sordum “Neden yazıyı çok beğendin?” diye sordum. Heyecanla anlattı. “Abi o fıkrada K.Maraş Sporla Van Sporun durumunu o kadar güzel anlatmışsın ki” dedi fıkrayı o günün gündemi olan K.Maraş Sporla Van Spor maçına öyle uyarlayıp anlattı ki ben bile şaşırdım, kaldım. Oysa o fıkrayı yazma amacım bambaşka idi ve sporla ilgili bir dünyaya çok yabancıydım.
Zaman zaman sayfamda paylaştığım yazılarda öyle tepkiler alıyorum ki, bazıları "o fıkraları yazmaya kork mu yor musun?" diye soruyor ve fıkraları siyasi gündemle öyle uyarlayıp anlatıyorlar ki lokantadaki garsonun K. Maraş Spor-Van Spor benzetmesini hatırlayıp gülüyorum. Oysa benim gündemim hiçbir zaman siyaset değil bu ülkede okuyan, düşünen, üreten insan yetişmesi konusunda bir kıvılcım oluşturmak. Benim yazılarım siyasete değil, insan kalitesinin yükselmesine yöneliktir. Her şeyin siyasetle düzeleceğine inananlar yanılıyor. Aynı insan kalitesiyle aktörler değişir ama hikâye hiç değişmez. Derdimiz bu ülkede kaliteli insan yetişmesine katkıda bulunmaktır. Bu ülkenin en büyük sorunu kaliteli insan yetişmemesi sorunudur. Yanlış anlama bir örnek de 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü de alan roman yazarı Marquez’le (1927-2014) ilgilidir. Marquez’in oğlu Rodrigo Garcia İngiltere’de okumaktadır. İngiliz edebiyat öğretmeni öğrencilere Marquez’in “Albaya Mektup Yok” isimli romanını okumalarını istemiş, ayrıca kitabın kapağındaki “horoz” resminin ne anlama geldiğini sormuş.
Öğrenciler, horoz resminin devrimi simgelediğini söylemişler. Horozla devrim, devrimciler üzerine bağlantılar kurarak açıklamalar yapmışlar. Marquez’in oğlu ise “Hiçbir şey ifade etmiyor. Bildiğiniz horoz kafası işte” diye cevap vermiş. Marquez’in oğlu olduğunu bilmeyen edebiyat öğretmeni Rodrigo Garsia’ya hem kızmış hem de zayıf not vermiş.
Rodrigo durumu babasına bildirmiş. Marquez okula bir mektup göndermiş, mektupta durumu açıkladıktan sonra, “Kitabın kapağını hazırlayan kişi nasıl bir devrimcilik buldu, nasıl bir kanıya vardı da bunu kapağa yansıttı gerçekten bilmiyorum. Kitabı dikkatli okusaydı eğer horoz başının romanın sonunda albayın çorbasında yüzdüğünü öğrenecekti” demiş.
İdeoloji, siyasi düşünce insanlarda ön yargı oluşturmakta, ön yargı referansıyla yapılan değerlendirmeler ise yanlış olmaktadır. Her şeyin siyasi düşünüldüğü bir ülkede maalesef doğru bir şey söylemek de zordur, yanlış anlaşılma ihtimali de yüksektir. İnsan kalitesi değişmedikçe siyasi kalite ve sonuçlar hiçbir zaman değişmeyecektir.
Av. Durdu GÜNEŞ
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 248375
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.